Mekana Sıkışmış Şiir
Beyhan Kanter, Şiirsel Kimlikten Mekânsal Sınırlara adlı kitabında İkinci Yeni şairlerinin mekânla kurdukları ilişkiyi inceliyor. Yazar, söz konusu şairlerin ideolojik tutumlarına paralel olarak mekâna karşı sorgulayıcı ve kötümser bir yaklaşım benimsedikleri görüşünde.
05 Ağustos 2013
ALİ GALİP YENER
Yazarlar ve yapıtlarını kaleme aldıkları mekânlar üzerine Türkçede çok az çalışma var. Mehmet Narlı’nın Şiir ve Mekân adlı hacimli araştırması 2007’de yayımlanmıştı. Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan ve dilimizde daha önce benzerine rastlamadığımız bir çalışma olan Şiirsel Kimlikten Mekânsal Sınırlara insanı heyecanlandırıyor. Bu heyecanın ardında incelemenin kapsamlı oluşunun yanı sıra, yazarın ele aldığı konuya objektif yaklaşımı da yatıyor.
Beyhan Kanter, “İkinci Yeni Şairlerinin Mekân Algısı” alt başlıklı kitabında, İkinci Yeni şairlerinin mekânla kurdukları ilişkinin karakteristik bir yönü olduğunu ifade ediyor. Yazar, söz konusu şairlerin ideolojik tutumları ve dünyayı felsefi kavrayışlarına paralel olarak mekâna karşı sorgulayıcı ve kötümser bir yaklaşım benimsedikleri görüşünde. Buna göre, bu şiirde özellikle şehirli bireylerin trajedileri, toplumsal olanla uzlaşmazlığı ve modern hayatın bunaltıları insan odağa alınarak yansıtılıyor. Kitapta, İkinci Yeni şiirinin en önemli isimleri olan İlhan Berk, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Edip Cansever, Ece Ayhan ve Cemal Süreya’nın şiirlerinde, mekân-insan ilişkisini uzlaşmazlık, uyumsuzluk, bunaltı, yabancılaşma, kötümserlik ve boşluk hissi üzerinden imgesel bir dille nasıl tasvir ettikleri işleniyor.
Şehirde yabancılaşan şair
Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde gündelik hayatın dış mekânları olarak şehir ve coğrafyaya yer verilmiş. Şairlerin şehir hayatı dolayımında insana bakış açıları irdeleniyor. Modernleşmeyle beraber köyden şehre yönelen ve böylece esaslı bir şekilde değişen bireyin şehir hayatındaki yabancılaşmasının İkinci Yeni şiirindeki izi sürülüyor. İkinci Yeni şiirinde sırayla İstanbul, Ankara, Anadolu, Avrupa, Ortadoğu ve mitolojik şehirlerin, şairlerin mekânla kurdukları ilişkileri nasıl etkilediği inceleniyor. İkinci bölümde ise gündelik hayatın iç mekânları olan evlerin yanı sıra kutsal mekânların ve “Yalnızlığın Mahzenleri” başlığı altında otellerin İkinci Yeni şairlerinin şiir yaşantılarına nasıl nüfuz ettiği detaylı ve şairlerin poetikaları ile uyumlu olacak şekilde; umutsuzluk, yabancılaşma, uyumsuzluk ve sıkıntı kavramları bağlamında değerlendiriliyor.
Ece Ayhan’ın “sıkı şiir” dediği İkinci Yeni şiiri, Sezai Karakoç’a göre, “Savaşa şartlanmış insanın yeniden dünyaya alışma denemeleri şiiridir. Ekmek meselesinin dışında da meseleler bulunduğunu yavaş yavaş görmeye başlayan insanın şiiri.” İkinci Yeni, iktidar hissinden ve toplumdan kaçışın şiiri değildir. Kanter’e göre bu şiir, mekâna sıkışan bireylerin hayat algıları ve trajedilerini uzak çağrışımlı imgeler aracılığıyla sezdiren, sadece ideolojiye dayanmaması sebebiyle sloganlı şiirden uzak duran yapıtları içerir. İkinci Yeni şiiri, “toplumsal sorunların çoğul anlamlar içeren bireyselliğe dayalı poetik tavırla benimsenmesine” dayanır.
Sezai Karakoç nerede ayrılıyor?
Kanter, şairlerin mekânı, toplumsallığı soyutlayarak anlatma ve şehirli bireylerin trajedileri üzerinden dile getirmelerindeki farklılığı, çok sayıda şiire yer vererek karşılaştırmalı bir şekilde sergiliyor. Mesela, poetik tavır bakımından İkinci Yeni içinde değerlendirilen Sezai Karakoç’un şiirinde mekân algısının öteki şairlerinkinden ayrıldığını ama estetik algı bakımından Karakoç’un yapıtının bu şiire dâhil olduğunu tespit ediyor. İkinci Yeni şairlerinin, şiirin ve şiir dilinin imkânlarını, aynı zamanda mekân algısı ve mekânın bireye yansıyan özellikleri çerçevesinde genişlettiklerini, mekânları göreli özgürlük anlayışına dayalı bir epistemoloji üzerinden okuduklarını örneklerle ispatlıyor.
Kanter, Turan Karataş’a göre bir “ideolojiler sergisi” olan İkinci Yeni şiirinde, mekânsallığın izlerini bütün yabancılaşmaya rağmen sonsuz imkânlar taşıyan bir hayat algısı üzerinden duyuran şairlere, okurda öğrenme heyecanını artıran bir şefkatle yaklaşıyor. Okunmaya değer bu çalışma, Alaattin Karaca’nın İkinci Yeni Poetikası adlı referans niteliğindeki incelemesinin yanında yerini alıyor ve okurunu bekliyor.
ŞİİRSEL KİMLİKTEN MEKÂNSAL SINIRLARA, BEYHAN KANTER, OKUR AKADEMİ, 440 SAYFA, 27 TL
Bölüm: Eleştiri
Sayı: 91
http://kitapzamani.zaman.com.tr/kitapzamani/newsDetail_getNewsById.action?newsId=8392